Soru sorarak yaşamak farkındalığı arttırır geliştirir. Soru sorarak yaşama pratiği alışkanlığa dönüşeceği için bütün hayatınızı derinden etkileyecek olumlu bir araç olabilir. Aksine soru sormadan yaşama pratiği geliştirmiş insanlar ise bunu hayatlarının her alanında bu şekilde yaparlar. Duygusal ilişkilerinde , hayat felsefelerinde, siyasi görüşlerinde vs...
Bu yüzden sistem hiçbir zaman soru soran bireyler yetiştirmez. Okullarda soruları daima öğretmenler sorar ve öyle sorulardır ki bunlar çoğunlukla çocukları soru kavramının kendisinden soğuturlar. Sistem öğrencinin soru sorması üzerine değildir. Sorulması istenen şeylerde çoğunlukla işe yaramaz bilgilerle ilişkili olduğundan, erken yaşlarda soru sormayı bırakırız. Sistem bizi fazla sorup sorgulamadan okulları aracılığı ile çarkın içine katmaya hazır hale getirmiş şekilde mezun eder. Soruya yer yoktur. Hele de cevaplanmış soruların doğruluğunu sorgulamaya asla yer yoktur sistemde. Köleliğe benzer bir kabul ile önümüze sunulan hayatları yaşarız. Sistemin sunduğu üç kuruş işte çalışır, sistemin istediği kadınla evlenir sistemin istediği kadar çocuk yapıp kendimizi güvende hissederiz. Çünkü bu haliyle sistem için tehlike arzetmemiş oluruz. Sistemin sevgili kulu olarak Yaşar gideriz.
Sözde demokrasi ile başa geçmiş krallarımız kanımızı emsede, biz alıştırılırız sömürülmeye henüz küçük yaşlarda... Ses etmeyiz! Aman keyfimiz kaçmasın Ali rıza bey!!!
Çarkın içinde mutlu köleler olarak yaşar mutsuz yaratıklara dönüşerek ölürüz...
Mutlu olacağımız şeyleri bile onlar belirlerler. Seni neyin mutlu edeceği bir ömür hangi ev ve araba için çalışacağın sana empoze edilmiştir. Tüm hayat kendin dışında herşey için savaşarak geçip gider. Allah rahmet eylesin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder