feslefik depreşim

11 Şubat 2012 Cumartesi

Halil Sezai Olmak ya da Olmamak

Bütün mesele bu.
Hadi mübalağa sanatı yaptım biraz kabul... Yine de meselenin büyük kısmı bu! Öncelikle yazının geri kalanına devam etmeden önce şu videoya tıklayalım.



Bu akşam, bir süreliğine Halil Sezai oldum. Pek aramız yoktu aslında ve Sezayi mi yoksa Sezai mi diye de google'den bakıverdim. Demem o ki; bu akşam Halil Sezai ile empati yaptım bir süre. Şarkısını açtım ve onun ruh haline girdim ya da izin verdim o benim ruh halimin içine sıçsın diye. Yaklaşık bir aydır üst ve alt komşum gecenin geç saatlerine kadar bu şarkıları dinlemekteler. Yüksek ses ve ful isyan! Hatta 'isyeaaeann'...


Hep merak etmiştim nasıl bir şeydir bu ruh hali içinde olmak. Kendi ağzıma sıçtım tabi şarkısını sonuna kadar dinlemeye karar vererek. Şarkısını açtım işte videoda da görüldüğü üzre... Ben aynı zamanda İncir Reçeli filmini izleyip ağlamamış kitleye dahil oluyorum. Çok b*ktan bulduğumu söylemek isterim. Bir konuda itirazım var. Tabi bütün bu muhabbete Çağan Irmak dahil değildir, bunu da belirtmeliyim. Onun filmleri dışında son zamanlarda piyasaya çıkmış Türk romantik, dokunaklı filmler sadece duygusal tarafımızdan yararlanıp köşeyi dönme derdinde. Böyle düşünüyordum. Aslında hala büyük oranda böyle düşünüyorum. İncir Reçeli fena tabi . Olaya başka açıdan bakmış. Bakın bir de böyleleri var, bir de onları fark edelim, onlarda aramızda yaşıyorlar ve amanda ne kadar üzüntülüler diye vurgu yapılmış. Ben sağlık okuyan bir üniversite öğrencisi olarak bu vurguyu beğendiysem de, yine de insanların duygularını kullanıp dibine kadar ticari bir film olduğunu ve sanatla ilgisi olmadığını düşünmüştüm. Taa ki Halil Sezai'yi aynı filmdeki rolünde, gerçek hayatta da görene kadar. Meğersem adam gerçekmiş ulan dedim bir an! Yoksa film gerçek mi! Ya kadın değilde adam aidsse!! Ya o yüzden bu kadar üzgünse bu adam. Aman Tanrım!! Hayal dünyam çok geniştir arkadaşlar :D


Ben en büyük acıları Emre Aydın çekmiştir diye düşünürken, acı çekmekte rakip olacak biri karşımıza çıkıverdi. Yeni tabirle sound güzel olabilir ya da alışılmış dışı olabilir ama verdiği mesajları pek sevmiyorum.
Çünkü insanın şunu fark etmesi gerekir. Biz duygularımız ve düşüncelerimiz üzerinde mutlak bir egemenlik kurabiliriz ve acı çekmeye mahkummuşuz gibi mesajlar veren şarkıları seçerek zihnimize işkence etmiş oluruz. Ama, ama tam da benim düşüncelerimi dile getirmiş mi diyeceksiniz? O zaman düşüncelerinizi değiştirmeniz gerekiyor çünkü hayat her an akıp geçmekte. Siz niçin oturup üzülerek hayata karşı böyle bir şımarıklık yapıyorsunuz ki! Bu hakkı kendinizde nasıl görebiliyorsunuz? Biz farkında olmadan acının ve acıtmanın felsefesini büyütmüş bir toplum olsak da tersini de aynı yetenekte yapabilecekken neden bu olumsuza doğru koşumuz! İnanın buna çok canım sıkılıyor. Dinledim şarkıya da canım sıkıldı. Epey mahvetti, ağzıma etti... Ama yine de gerek yok ulan işte! İsyeannn...


Buradan sevgili komşularıma da sesleniyorum. Tamam sevişiyorsunuz mecbur dinliyoruz seslerinizi, bir şey demiyoruz. Ama sabaha kadar Halil Sezai neden ulan? Sevişirken ya da seviştikten önce ya da seviştikten sonra bu mu dinlenir. Yapmayın, etmeyin, gözünüzü seveyim. İki dirhem uyusak iyi 'olacağıdııı'...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder