feslefik depreşim

15 Mayıs 2012 Salı

Anlamlandırmak


Bilim insanı, kendisini bilmeyi istemedi mi hiç acaba? Bugün bunu sordum kendime. Çünkü maddeyi anlayan adam kendisini anlamazsa tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Etrafındakilere hayatı zindan edebilir.

Eğitim sistemi dünyanın hiç bir yerinde kendisini eğitmiş adamlar yetiştirmez. Bunu biz kendimiz başarabilirsek ne ala. Eğitim sadece meslek sahibi edip pazar ekonomisi içinde köleliğimizi daim kılacak donanımlar sağlar. Karşılığında verdiği maddeler (para) ile bizi mutlu olmaya şartlar. Biz de koşa koşa bu gönüllü kölelikte yerimizi alıveririz.

Bütün hayat anlam ararız. Anlamlandırdıklarımızın arkasından koşarız. Ayrıca anlam verdiklerimiz bize hizmet etse çok iyi de olur hani. O kadar ki o ilk şarlanma olmasa gerisi boş bir dünya masalı olacaktır.

Aşk, para ve diğer hırslar hep anlam arama çabasıdır. Birşeylere kendi elimizle ve kendi özümüzden akan ışıkla anlam vermek zor gelir. Başkalarının anlam verdiklerini olduğu gibi kabul ederiz. Onlarla hayatlar oluşturur içinde yaşamaya çalışırız. Başkalarının duvarları arasında, kendimizi özgür hisseden köle ruhlarızdır. Niye diye sorduğumuz milyonlarca an vardır. Neden burdayım? Ne yapıyorum? Ne yapmalıyım? Herşey neden? Anlam aramaktayız. Cevap aramaktayız. Bir sır. Ruhumuzu aydınlatacak kimsenin bilmediği bir sır. Gizli bir hazine bulsak ne kadar mutlu oluruz! Kendi sırrımızı gördüğümüzde ise en ufak bir heyecan duymadan görmezden gelip sıradan insan olmaya devam ederiz. Sıradan olmak kabul görmektir. Koyun sürüsü içinde yaşam şansı bulmaktır. Risksiz güvenli bir yaşam sürme eğilimidir. Koyundur. Koyulmuştur!

Bütün bu saçma sapan hareketlrimizde anlam ne? Hep bizde olmayan şeylerle ya da hiç olmamış şeyler vaad ederek ruhumuzun acılarını dindirmeye çalışırlar. Cennetlerde yaşamak! Kendi cennetini görmeni istemezler. Ruhundaki cenneti görmeni istemezler. Korkmanı isterler. Sadece korku.

Oysa anlam bir bütündür. Fakat mükemmel bir hayat anlam bütünlüğü gerektirmez. Bana mükemmelden ne anladığını söyle? Benim mükemmelim senin vasatın kalabilir mi? Mükemmel bir hayat sadece korku duymadan hayata karışabilen ışık gibi olabilmektir. Boşluğu doldurup onda yer kaplamayan. İçi hayat dolu...

Sonsuz. Bütün anlamların karşılandığı zaman dilimi. Ona ulaşınca bütün sorularının cevaplanacağını sanırsın. İç huzurun yok. İçin ve dışın sonderece sonlu. Korkacak bir son var senin için. Hayata akabilmeyi başaramamak acı vermekte. Şimdi gözlerini kapatıp rüyaya dalma özlemi hissedeceksin. Ayrıca söylesene, bir gece bir rüyaya dalsan ve hiç uyanmasan bana(ve kendine) onun rüya olmadığını ispatlayabilir misin?

Anlam verdiğin şeylerin olmama olasılığını düşün. Hiçbir anlamı yoksa eğer. O zaman...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder