En genel anlamda atalet eylemsizlik halidir
Cansız cisimlerin bir etki olmaksızın mahkum oldukları durum atalet
oluşturur İrade taşımayan, hareketi tercih edebilme yeteneğinden yoksun
olan mevcudatın ataletini kırması dışarıdan gelecek etkiye bağlıdır
İnsanların ise, dışarıdan bir etki olmaksızın kendi bilinçli tercihiyle
hareket edebilen kompleks bir yapısı vardır Aslında tüm mevcudat atom
düzeyinde şevk ve cezbe halinde olsa bile, zahirde bizler bu hareketleri
algılayabilecek duyulara sahip değiliz
Bir şeyi nasıl yapacağını bilen, yaparsa ne kazanacağını, yapmazsa neler
kaybedeceğinin de farkında olan; o işi yapması için gerekli yöntem,
teknik ve beceriye sahip olan ve yapma isteği de taşıyan bir insanı
durduran nedir? Bunun tek kelimelik bir ifadesi vardır: O da ‘atalet’
Atalet hastalığı toplumumuzda çok yaygın hale gelmiştir
Millet olarak ruhumuza negatif transferler yapa yapa, gittikçe ferdî
sorumluluk alanlarımızı terk eder oldukKüçük dairedeki büyük vazifelerin
ihmalini ülke olarak acı faturalar şeklinde ödemeye devam ediyoruzİhmâl
ettiğimiz ya da önemsemediğimiz her şey sonuçta acı çekmemizi sağlıyor
Acı-haz sıralamasını karıştırmamız dolayısıyla ya da işimize öyle
geldiği için yapmamız gerekenleri değil de çoğu zaman yapmak
istediklerimizi yapıyoruz Ertelenen her işimiz, üzerine gidip
çözümlemediğimiz her sorunumuz içinden çıkılmaz hale gelip ataletimizi
daha da arttırıyor Sonra da ‘biz adam olmayız’ deyip işin içinden
çıkıyoruz
Doğacak her çocuk atalarından devraldığı problemle boğuşup dururken
geleceğe yapılacak yatırımları da başkaları yapıyor Bunun en basit
örneği özellikle Rize çevresinde miras bölüşümünde yaşanmaktadırDedeler
babalarından kalan malı bölüşmeden bu dünyadan göçüp gidiyorlar Geriye
kalanlar da atalarından gelen bu geleneği sürdürünce torunlar, halalar,
amcalar, çocuklar derken iş iyice çıkmaza giriyorMülkiyetler ve insanlar
atıl durumda yıllarca bekliyorlar
Ataletin pek çok nedenleri olabilir Bazıları mükemmeliyetçidir, kendini
hiçbir zaman yeterli hissedemediği için bir türlü harekete geçemezler
Bazıları yetersizlik hisseder, daha hazır değilim diyerek ömrünü
tüketirZaten ölüm de bizi hazırlıksız yakalamayacak mı? Bir başka atalet
nedeni de belirsizlik ve kararsızlıktır Bir öğretmen için
düşündüğümüzde ders plânının işleniş basamaklarını, dersin amaç ve
davranışlarıyla uyumlu ve gerçekçi bir şekilde hazırlamışsa, ertesi gün
işleyeceği derste öğrencileri ve kendisi için ataleti kırmış demektir
Hedefsiz girdiği dersten ise istediği neticeyi almayacaktır Öğrenciler
yapmaları gerekeni değil de, yapmak istediklerini yapacaklardır
‘Şeytanın yarını’ hiçbir zaman bitmeyeceği için mevcut rahatımızdan
fedakârlık yapamazsak, gelecekte daha büyük sıkıntıların altında
ezilmeyi göze almamız gerekecektir
Yanılgılarımızdan bir tanesi de çalışmamız gereken hedefimiz için iç
âlemimizden ‘özel istek’ beklememizdir Bunu bekleyenler -samimi
söylüyorum- boşuna bekliyorlar Çünkü insan fıtratı gereği hazır lezzete
taliptir Bize verilen iradeyi zorlayıp biraz acı çekmeyi göze alamazsak,
sonuçta daha büyük ızdırablara gark olacağız
Bulunduğu pozisyondaki rollerini aksatan insan hayal kurar: “Bir müdür
olsam, gör bak bu okulu nasıl idare ederim” Müdür der: “Milli eğitim
müdürü olsam neler yaparım” Milli eğitim müdürü de bakan olsa neler
yapacağını sıralar durur Biz kendi sorumluluk alanımızdaki görevimizi
eksiksiz yapsak işlerin iyiye gitmesi adına katkıda bulunmuş oluruz Topu
başkasına atmanın adı da atalettir
Öğrenciler okulu ve dersleri sıkıcı bulduklarından dolayı, öğretmenler
maaşların ve imkânların yetersizliğinden dolayı, veliler çocuklarını
para getiren bir meslek sahibi yapamadıklarından dolayı, iş verenler
mezunları çağın gerekleriyle donatmadıklarından dolayı eğitim
sisteminden şikayetçidirler Ancak ne hikmetse kimse ciddi olarak sitemi
değiştirme girişiminde bulunmamaktadır Bir öncekinin biraz daha
gelişmişini sunmaktan ya da biraz daha karmaşık yapmaktan öteye, nedense
bir çözüm bulan yoktur Bu da yöneticilerimizin ataletidir
Ümitsizliğe kapılmak da bir atalet habercisi olacağı için ve bizim
dışımızdaki hadiseleri ve insanları değiştirme fırsatına da sahip
olamayacağımıza göre, iç disiplinimizi kuvvetlendirip kendimizi
iyileştirmenin çarelerine bakmalıyız Unutmayalım, biz iyi olursak herkes
iyi olur *
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder