Unutmuştu insan içindeki sonsuzluğu. Kendini kısır bir döngü
içine hapsetmişti. Mükemmel fikirleri ütopya olarak kabul edip koyunlaşma ve
makineleşmeyi gönüllü kabul etti.
Kavramları açıklamadan yaşamaya çalıştı. Bu sebeple bir sona
ulaşmadı arayışı. Arayışının bir anlamı yoktu çünkü. Çünkü ne aradığını
bilemeyecek kadar uzaktı uzay tozundan. Gözlerindeki ışık televizyon kutusuna
hapsolmuştu. Para tapınağına gelip gitti her gün. Ona ulaşamayacağı bir
zenginlik vaadedilmişti. Kölelik karşılığında elbette. Yeni çağın şekliyle
kölelik...
Bilim sadece güce hizmet etti. Paraya para kattı bilim. Güç
ise her zaman bencil bir taraflı tutum içindeydi. Dünyanın bütün parası yüz
kişiyi besledi, kimisi açlıktan ölürken uzaklarda.
Herkes bir televizyon yıldızı, bir popstar bir rockstar
olacağına inandı. Ama herkes olamazdı. Fiziki kapasite buna mümkün değildi. Bu
da demek oluyor ki, milyonlarca insan hayal kırıklığı içinde yaşayacaktı. Hiçbir
zaman olmadığı birine dönüşemediğini görüp bunu anlamayarak sadece yaşayacaktı.
Dinginliği unutmuştu insan. Huzuru para adına yitirmişti. Bütün
bu işlerde mantık hatası var! Onlar sadece daha iyi yaşamak için çalıştılar. 30
yıl kendi hayatlarını zehir ederek, 5 yıl yaşlı başlı ama huzurlu yaşamak
istediler. Haklarıydı da.
İnsan çok şey unuttu. Gökyüzünün yüzüne bulaşmayı unuttu.
Bulutların sırtında dans etmek için vakti olmadı hiç. Okyanusun sesini duymadı.
Yaprakları tanımadı. Çimenleri hissetmedi insan. Toprağa gireceğini bildi ama
toprağın kokusunu o güne kadar hiç merak etmedi. Her şeyde kendi olduğunu, her
yerde evren ışığını hissedemedi. Para tapınağında tapındı ve hayvan olarak
kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder