Kendini bulmadan bulduklarının gerçek değerini kavrayamazsın.
Nesnenin veya olayın özü senin kendi özünle birdir. Bu yüzden kendini
bulmadan bulduğun herşey aslında özsüz nesne ve özsüz olaylardır. Onlar
içi boş rüyalardan öteye geçemezler. Anlık tatminlerin ötesine
geçemezler. Aradığın şey özdür. Herşeyde bilsende bilmesende bunu
ararsın. Mana ve öz elde edebileceğin herşeydir.
Görüntüleri
yaşamak ya da görüntüleri yaşamamak. Bu yaprağı görmekle, yaprağın
ruhunu hissetmek arasındaki farktır. Yaprağın ( ve var olan herşeyin )
özü senin özünle derin şekilde bağlantılıdır ( bir ve tamamlayıcıdır ) .
-----
Sen bir adamı/kadını aşk maksadıyla severken, aslında sonsuz
özün aşkından sonlu bir kesit deneyimlersin. Gerçek özü işaret eder
insan aşkı. Aynı zamanda insana aşık olamayan öze aşkı düşleyemez bile.
Fakat o aşk dışındakiler sonludurlar. En efsanevi olanlar bile
sonbulmaktan kaçınamamışlardırlar. Allah aşkı vasıtasıyla insan aşkı
farklı bir kavram olarak sonsuz olabilir.
Hayat bir tüme varım işlemidir!
Bilgelikle
Varacağın yer varmak istediğin yerdir. Eksiklik duygusu bütünün var
oluşundandır. İronik olarak da maddenin içi boştur ve gerçek yaşam
hiçlik penceresinden idrak edilebilir. Ruhun tekil hissi bedenlenme
(tekâmül) vasıtasıyla meydana gelmektedir. Özü bulan tekil, yine
çoğulların birliğinde başka bir tekili ifade eder. Evrenin ve Allah'ın
tekilliği...
Kelimeler ne olayları nede kavramları tam olarak
ifade edemezler. Onlar sadece gerçeği işaret edebilirler. Kelimeler
aracılığı ile bilmek duru ve saf bilişin uzağında kalır. Duru biliş
derinlerde kavramasal olmayanın deneyimlemek vasıtası ile bildiğidir. O
herzaman bilineni, bilinmiş olanı ve bilinecek olanı deneyimlemektir.
Dünya ve zihin kelimeler sonucu açığa çıkan kavramsal dünyanın
sığlığında sıkışmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder